Acının dili, dini, rengi, ırkı olmaz bravo Çarşı grubuna
Barış'a Dair..
16 Temmuz 2018 Pazartesi
50.Blog yazım YAZ dostlar..YAZ mevsimini sevmeyen yoktur diye tahmin ediyorum, bir yılın yorgunluğu, erken kalkma şartının olmadığı 😉 bedenimizi denizle, kumla, birleştirme ya da köy gibi ortamlarda dinginliği, sakinliği yaşamak vakti..Bende tatile çıkacağım bugün, yazılarıma 2 aylık YAZ molası vereceğim, istikamet Altınoluk, Gelibolu, Ayvalık, İzmir, Urla, Kaz (İDA) dağları, Assos, Bozcaada (belki), Erzincan (belki)..Dostlar yaşamımızda yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak hayatın rengidir, bende gittiğim yerlerde yüzü gülen, güzel bakan bir yürek bulduğum zaman başlıyorum muhabbete, başlıyorum ki ne hikayeleri, ne yaşanmışlıkları çıkarabileyim ortaya, yaşam tarzlarını, kültürlerini, müziklerini öğrenmek ve dostlar ile paylaşmaktır amacım..Sonbahar-Kış sezonunda yine bir çok yerleri gezip gördüm veeeeee yeni Blog yazılarıma oldukça fazla malzeme topladım, sırada YAZ sezonunda toplayacağım malzemelerde..YAZ aylarında kızarmış ıstakoz gibi olduğumuzun gündüzlerinin akşamlarını, sevgili ile el ele sahil gezileri süsler, farklı şekillerde çakıl taşları toplamak, deniz kenarında midye-bira yapmak, yakamoz altında şarkılar söylemek, farklı koylar keşfetmek, denize koşar adım girmek ise YAZ mevsiminin bAŞKa bir güzelliğidir..Eeeeee sevgili dostlar, Ege'nin soğuk suları, Kaz (İDA) dağlarının temiz havası ile geziler, sabah yürüyüşleri, Rakı, Şarap, Ud, fasıl, muhabbetler beni bekliyor, yolu düşen herkese kapımız açıktır ama şarkılara eşlik etmek ve yüzünüzün gülmesi şartıyla..Bana müsade, 2 ay sonra biriktirdiğim fotoğraflar ve yazılarımla birlikte olmak dileğiyle, sevgiyle kalın..TANRI SEVGİDİR..SEVELİM..Barış AKENGİN
7 Temmuz 2018 Cumartesi
Merhaba sevgili dostlar 49.Blog yazım TOPRAK..''İşkence yaptıkça bana gülerdi-Bunda yalan yoktur herkes de gördü-Bir çiçek verdim, dört bostan verdi-Benim sâdık yârim kara topraktır'' der Aşık VEYSEL..TOPRAK, diğer elementler olan Su, Hava, Ateş gibi kutsaldır, yaşamın bir parçasıdır, canlıların dostudur, ürün verendir, bağrına kabul edendir, hani derler ya ''TOPRAK tan geldik toprağa gideriz'' aslında hiç topraktan ayrı kalmadık ki..Çıplak ayaklarımıza enerji verdi, ektiğimiz tohumlara ürün verdi ama özellikle büyük şehirlerimizde insanlar topraklarımızı beton yığınına döndürdü, uzaklaştırdı tüm canlıları topraktan, bilgisizliklerini doğadan çıkardılar, öç alırcasına..Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig'de der ki: ''Misk ile bilgi birbirine benzer; İnsan bunları yanında gizli tutamaz'' bilgi paylaşılmalı dostlar, paylaşılmalı ki Doğa Ana ile Barış içinde yaşayalım, cehalet, bilgisizlik insan türünün kendi kendini bitirmesine vesile olur, insanların, hayvanların, bitkilerin toprağa ihtiyacı vardır unutmayalım, bir Kızılderili Atasözü der ki: Doğanın insanlara değil, insanların doğaya ihtiyacı vardır''..2 Hafta önce 4 günlüğüne gittiğim Gelibolu'da TOPRAK ile Doğa Ana ile iç içe oldum, huzur ve enerji verdi bize o güzelim TOPRAK, köpeğimiz ile oynadık, ağaçlarımızdan ürün aldık, bir olduk tüm canlılarla..Yaşadığımız yeri güzelleştirebiliriz dostlar, doğanın dengesini bozmayarak, doğa ile kavga etmeyerek, toprağımızı yok etmeyerek güzelleştirebiliriz, bugün okuduğum bir haber beni çok mutlu etti, Dersim'li Mehmet Sıdık TORUN, Kaliforniya dağlarında bir ülke yaratıyor, öyle bir ülke ki Amerika'nın Napa Vadisinde, sıfırdan inşa ettiği devasa çiftliği cennete dönüştürüyor, üzüm bağlarıyla şarap üretiyor, Türkiye'den, Yunanistan'dan ve İspanya'dan getirdiği zeytin ağaçlarıyla, zeytin ve zeytinyağı üretiyor, köyünden getirdiği dut ağaçlarıyla, ceviz, incir, badem ağaçlarıyla, cennetten bir köşe oluşturuyor, tereyağı, bal, kaymak yapıyor, çiftliğinde çeşitli hayvanlar bulunduruyor, atlar, keçiler, tavuklar, tavus kuşları ise bunlardan bazıları, Diyarbakır'dan, Mardin'den getirdiği taşlar ile köy evleri yaptırıyor, tandırlar kurup köy ekmeği yapıyor, Madonna başta olmak üzere bir çok ünlü de ziyaret etmiş bu güzelim vadiyi ve Mehmet Sıdık TORUN, Dersim dağlarının özlemini, yıllardır içinde yaşadığı gurbeti, kurduğu bu cennet ile gideriyor..TOPRAK ve doğa ana ile bir olduğu için, saygı duyduğu için, kabullendiği için kendi cennetini var edebiliyor..TOPRAK yaşamdır, hayat verendir sevgili dostlar, sonra ki yazılarımda buluşmak dileğiyle..TANRI SEVGİDİR..SEVELİM..Barış AKENGİN
23 Haziran 2018 Cumartesi
Merhaba sevgili dostlar 48.Blog yazımın konusu VİCDAN olsun..1 Haziran tarihinde taşındığımız, yeni ilçemiz Beylikdüzü'nden yazıyorum yazımı, bu zamanı bilerek bekledim, anlamı olsun az da olsa katkısı olsun istedim yarınki 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri için, 4 Mayıs tarihinden beri güzel ülkemde tatlı bir heyecan ve umut var bu beni ülkem adına ümitlendiriyor, VİCDAN sahibi bir halka mensup olduğumuzu hatırlatıyor, 16 yıldır öyle bir hâl aldı ki insanlarımız, birbirlerine tedirgin bakan, her an tartışmaya hazır ve gergin bir topluluk oluşmaya başladı..Güzel ülkemin biraz nefes alması hepimize bağlı, yurttaşlık görevimizi yaparak, oyumuzu kullanarak, sandıklarımıza sahip çıkarak bir başlangıç yapabiliriz, yeniden kardeşçe, birlikte mutlu yaşayarak VİCDAN sahibi bir halk olduğumuzu gösterebiliriz..Çocukluğumda her seçim bizim evde heyecanla izlenir ve sabaha kadar sonuçlar takip edilirdi, parti liderleri ise karşılıklı olarak tartışma programlarına katılır, demokratik olarak fikirlerini beyan ederlerdi, şimdi bunlardan çok uzak bir durumdayız, basit mazeretler üreterek karşılıklı tartışmalardan kaçınan liderler var :) uslüp ve edep erkân bilmeyen söylemler var bu bizleri üzüyor ama sadece üzülmek değil her VİCDAN sahibi halkımızın da bu tarz liderleri tarihin karanlık sayfalarına göndermeleri zamanının geldiğine inanıyorum..Sevgili dostlar VİCDAN öyle bir şey ki düşenin elinden tutup kaldırmaktır, İsa'nın dediği gibi bir elin verdiğini diğer elin görmemesidir, şiddet gören, zulüm yaşayan canların imdadına yetişmektir, küçücük kızlarımızın daha oyun zamanlarında, koca koca adamlarla evlendirilmesini önlemektir, atanamayan öğretmenlerimizin intihar etmelerini engellemek ve onlara iş imkânlarını sağlayabilmektir, emeklilerimizi güvence altına alabilmektir, öğrencilerimizi eğitimde yaşadıkları zulümden ve sınav hırsızlıklarından koruyabilmektir, insanlarımızı farklı din ve inanışlarından dolayı baskı altına almamaktır, hayvanlara işkence ve taciz çirkefliği yapmamaktır, başka ülkeden(Suriye) gelen halkı refah içinde yaşatırken, askerlerimizin onların sınırlarında canlarını kaybetmemeleridir, sanata, sanatçıya saygı göstermek, tiyatrolarımızdan oyunlarımızın yasaklanmasını önlemektir, yılların Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesini kapatmamaktır, en fazla oy almasına rağmen atanamayan üniversite rektörlerimizin yanında olabilmektir, saraylar içinde yaşayıp halkı açlık sınırının altında yaşatmamaktır ve VİCDAN güzel ülkemde ki halkın ta kendisidir, elimizi vicdanımıza koyalım öyle hareket edelim dostlar..Yeniden el ele, gönül gönüle verelim, yarınlarımıza birlikte güzel bakalım.. TANRI SEVGİDİR..SEVELİM..Barış AKENGİN
31 Mayıs 2018 Perşembe
47.Blog yazım YENİLİK olsun dostlar. Hayatımızda olmasını istediğimiz ama bir türlü adım atamadığımız birçok konu vardır. İş, başka bir mekan, hayata bakış açısı, yeni eşyalar, hatta hatta yeni saç modeliniz vs. vs. bunlar eklenir durur. Bir bakarsınız ki yaşamınızda kıramayacak bir tabuyu bile kırarak YENİLİK yapmış olabiliriz, bazen cesaret ister, adım atmak ister, yüreğin yol açar, bize sadece yola girmek düşer, hayata bAŞKa bir bakış açısı getirir yaptığımız her YENİLİK. Bir kadın ile tanışırsınız yüreğiniz tamam bu der, hayatınızı paylaşmaya başlarsınız statüko zihniyetinden arındırır sizi, farklı bir kültürde arkadaş edinirsiniz, yaşamını, kültürünü gördükçe muhabbet duyarsınız, gözlerinizin içine masumca bakan bir köpek görürsünüz, onu sevmekle ile başlar korkuyu yenmeniz, yaşamımızdaki her YENİLİK tiyatro sahnesinde aldığımız her farklı rol gibidir. Bugün bende ailem ile birlikte yeni bir mekana merhaba diyeceğiz, 2002-18 Mayıs tarihinde evlenerek geldiğimiz Kartal'a veda vakti, hoşça kal sahili güzel ilçe, adalarına karşı ud çalıp rakı içtiğim, şarkılar söylediğimiz güzel dostlarımız hoşça kalın, 16 yıl bize keyif veren güzel evim hoşça kal, Cemevisi, Camisi, Kilisesi ile hoşça kal eski ilçe Kartal. 2018-1 Haziran itibariyle, yaptığımız YENİLİK ile merhabalar olsun BEYLİKDÜZÜ yaşam suyu sana doğru aktı, muhabbetler, güzellikler olsun sende de yine, hep sevgiyle bakalım senin mekanında da...TANRI SEVGİDİR...SEVELİM...Barış AKENGİN
19 Mart 2018 Pazartesi
46.Blog yazım YAŞ dostlar, Sabahattin ALİ derki: Yaşamak... Tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak... Herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak... ne de güzel demiş Sabahattin ALİ, yeni bir başlangıçtır her canlı için yaşamak ve her yıla bir değer katmaktır YAŞ, bugün annemin 60.Doğum günü, yürekle, emekle, acıyla, vefa ile geçen 60 yıl, Erzincan'da başlayan, Eskişehir'de devam eden ve İstanbul'a dümen kıran bir yolculuk annemin ki her alınan YAŞ yolculuktan bir eser değil mi dostlar ? ağaçların çiçek açarak başladığı yolculuk gibi, kuşların doğar doğmaz kanat çırpmayı öğrenmesi gibi, YAŞ kimi insanda yılların omuzlara yüklediği bir yük, kimilerinde ise geçmişte bıraktığı tatlı anılardır. Bazen ilkbaharda söylenen neşeli bir şarkıdır YAŞ, bazende sonbaharda hüznü yaşarken bile gülmeyi bilmektir. Annemde her mevsimi yaşadı 60 yıllık ömründe, iyi ki doğduğumdan beri bana gülmüşsün, iyi ki bana Hicaz, Segah ve daha birçok makamlardan şarkılar öğretmişsin, iyi ki Dünya Beşiktaş'lılar Gününde doğmuşsun, iyi ki benim annem olmuşsun, seni çok seviyorum...TANRI SEVGİDİR...SEVELİM...Barış AKENGİN
10 Mart 2018 Cumartesi
Merhaba dostlar 45.Blog yazımı yazma hazırlığı yaparken eski fotoğrafları karıştırıyordum, öyle fotoğrafları gördüm ki yıllardır görmediğim fotoğraflar idi bunlar, beni ÇOCUKLUĞUM olan yıllara götürdü, bende konuyu değiştirdim ÇOCUKLUĞUM olsun istedim, hangi yıllar olduğunu sormayın canım tarih önemlimi ki !! :):) ama yine de söyleyeyim bir önceki yüzyıl, toprak ile su ile hava ile haşır neşir olduğumuz, arkadaş olduğumuz yıllar işte, yeşilin, kır çiçeklerinin, papatyaların, kızların saçlarına taktıkları gelinciklerin olduğu yıllar, her gün çimenlerde kuzukulak yediğimiz, ceviz ağacının altında dinlendiğimiz, öğlen yemeği olarak bahçelerde ki erik, kayısı, vişne ağaçlarına daldığımız yıllar, insan kendi bahçesinde ki ağaçlara dalar mı hiç ? dalar tabi ben arkadaşlarımla dalacağım, babaannem de bize kızacak ve böylece oyun oynamış olacağız, oyun oynama özgürlüğümüz vardı, daha koca koca adamlar oyun alanımızı işgal altına almamışlardı, çelik-çomak, futbol, saklambaç, misket oynama alanlarımız ürkütücü beton yığınına henüz dönmemişti, kuşlar gibi oradan oraya koşarak oynardık oyunlarımızı, masumiyet karinesi İstanbul'un Ulus Mahallesine de uğramıştı, yani ÇOCUKLUĞUM olan o yıllarda ki Ulus Mahallesine, gecekondularda doğup büyüyerek iç içe olan komşularımız, arkadaşlarımız ile olan o yıllara, kuşların özellikle de saka kuşlarının cıvıl cıvıl öttüğü, uçurtma yarışları yaptığımız özgürlük yıllarına, belki de özgür ruhu o kuşlardan öğrendik, gökyüzünde özgürce uçup şarkı söyleyen o devrimci, özgür kuşlardan, güzeldi be dostlar güzeldi, önemli olan da o değil mi ? güzel olanı yaşamış ve arada paylaşabiliyor olmamız, bahar geliyor dostlar bahar, yeni bir yaşam başlıyor doğa anada ÇOCUKLUĞUM yıllarında ki güzelliklerden biri de bu idi, baharın gelişini, tabiatın dilini büyüklerimizin bilmesi, o dili konuşuyor olabilmeleri, cemrelerin ne zaman düşeceğini, bahar bayramını, aprilin beşini, hıdırellezi, çiçeklerin ve otların zamanını, ezelteri kokularını, anık toplamayı, tüm bunları yürekten yaşıyorlardı, doğa ana ile iç içe idi büyüklerimiz, boğazı yeşillikler içinde izleyen, farklı kültürlerden ve dinlerden oluşan bir halkın yaşadığı yer idi Ulus, huzurun yeriydi, kısa metrajlı bir film şeriti geçti dostlar gözlerimin önünden, tekrar tekrar izleyeceğim bir film bu, şimdi o huzur yerinde ne mi var ? en iyisi cevapsız kalsın dostlar, o film şeritinde ki kaybettiğimiz tüm canlara, kır çiçeklerine, papatyalara, gelinciklere, saka kuşlarına haaaa bir de Elif sana selam olsun...TANRI SEVGİDİR...SEVELİM...Barış AKENGİN
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)