23 Haziran 2018 Cumartesi



Merhaba sevgili dostlar 48.Blog yazımın konusu VİCDAN olsun..1 Haziran tarihinde taşındığımız, yeni ilçemiz Beylikdüzü'nden yazıyorum yazımı, bu zamanı bilerek bekledim, anlamı olsun az da olsa katkısı olsun istedim yarınki 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri için, 4 Mayıs tarihinden beri güzel ülkemde tatlı bir heyecan ve umut var bu beni ülkem adına ümitlendiriyor, VİCDAN sahibi bir halka mensup olduğumuzu hatırlatıyor, 16 yıldır öyle bir hâl aldı ki insanlarımız, birbirlerine tedirgin bakan, her an tartışmaya hazır ve gergin bir topluluk oluşmaya başladı..Güzel ülkemin biraz nefes alması hepimize bağlı, yurttaşlık görevimizi yaparak, oyumuzu kullanarak, sandıklarımıza sahip çıkarak bir başlangıç yapabiliriz, yeniden kardeşçe, birlikte mutlu yaşayarak VİCDAN sahibi bir halk olduğumuzu gösterebiliriz..Çocukluğumda her seçim bizim evde heyecanla izlenir ve sabaha kadar sonuçlar takip edilirdi, parti liderleri ise karşılıklı olarak tartışma programlarına katılır, demokratik olarak fikirlerini beyan ederlerdi, şimdi bunlardan çok uzak bir durumdayız, basit mazeretler üreterek karşılıklı tartışmalardan kaçınan liderler var :) uslüp ve edep erkân bilmeyen söylemler var bu bizleri üzüyor ama sadece üzülmek değil her VİCDAN sahibi halkımızın da bu tarz liderleri tarihin karanlık sayfalarına göndermeleri zamanının geldiğine inanıyorum..Sevgili dostlar VİCDAN öyle bir şey ki düşenin elinden tutup kaldırmaktır, İsa'nın dediği gibi bir elin verdiğini diğer elin görmemesidir, şiddet gören, zulüm yaşayan canların imdadına yetişmektir, küçücük kızlarımızın daha oyun zamanlarında, koca koca adamlarla evlendirilmesini önlemektir, atanamayan öğretmenlerimizin intihar etmelerini engellemek ve onlara iş imkânlarını sağlayabilmektir, emeklilerimizi güvence altına alabilmektir, öğrencilerimizi eğitimde yaşadıkları zulümden ve sınav hırsızlıklarından koruyabilmektir, insanlarımızı farklı din ve inanışlarından dolayı baskı altına almamaktır, hayvanlara işkence ve taciz çirkefliği yapmamaktır, başka ülkeden(Suriye) gelen halkı refah içinde yaşatırken, askerlerimizin onların sınırlarında canlarını kaybetmemeleridir, sanata, sanatçıya saygı göstermek, tiyatrolarımızdan oyunlarımızın yasaklanmasını önlemektir, yılların Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesini kapatmamaktır, en fazla oy almasına rağmen atanamayan üniversite rektörlerimizin yanında olabilmektir, saraylar içinde yaşayıp halkı açlık sınırının altında yaşatmamaktır ve VİCDAN güzel ülkemde ki halkın ta kendisidir, elimizi vicdanımıza koyalım öyle hareket edelim dostlar..Yeniden el ele, gönül gönüle verelim, yarınlarımıza birlikte güzel bakalım..  TANRI SEVGİDİR..SEVELİM..Barış AKENGİN