11 Mart 2017 Cumartesi
ŞİRİN ERZİNCAN ''Güzelliğine Renk Katar Şirin Erzincan''
Merhaba sevgili dostlarım, haftalık yolculuğumun 24. yazısı, 24 numaralı plakası ve 24 ayar insanıyla, memleketim ''Şirin ERZİNCAN'' ile devam ediyor...Doğu Anadolu Bölgesinin giriş kapısıdır Şirin ERZİNCAN...Etrafı dağlık, ortası bağlık güzel şehrimiz, kuzeyinde Keşiş dağları, güneyinde sıra halinde Munzur dağları ve batı kısmında eski adı Gohanam olan Könem dağları ile çevrilidir, Fırat suyu ise şehri boydan boya böler...Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan, M.Ö. Hititlerin merkezi konumundaki ERZİNCAN, 1000 li yıllardan beri ise HAY ve AZZİ topluluklarının merkezi konumunu aldı...Bunu bizzat geçtiğimiz Eylül ayında ERZİNCAN' a giderek yaptığım araştırma ve çektiğim fotoğraflar ile izlerine ulaştım...Türkler ise Malazgirt savaşından sonra ERZİNCAN' ı yurt edinerek, Işık Taifeleri(Şimdiki Aleviler), Ermeniler ve İran' dan gelen farklı toplulukların içinde yaşamlarını sürdürmüşlerdir...1939 depreminde 30962 kişi hayatını kaybetmiş ve şehir yerle bir olmasına rağmen ERZİNCAN' ımız yeniden yapılanarak güzelliğini korumuştur...Mana aleminde bir gönül eri olan Terzi Baba Türbesi de ERZİNCAN' dadır...Kemah' ta ise Sultan Melik Şah' ın türbesi, Kemaliye' de ise Hıdır Abdal Türbesi bulunur...Bunların haricinde birçok caminin yanı sıra 39 Manastır ve 90 Kiliseye sahiptir Şirin ERZİNCAN...Her ne kadar tahribata uğramış olsalar da yerleri ile varlıklarını sürdürdüklerini, Garni, Ekirek ve bir çok köylerde bizzat gördüm o Kiliselerin...Şirin ERZİNCAN' ımızın yemekleri ise tadına doyum olmaz bir lezzette...Sırın, Gasefe, Babuko ve Keşkek ayrıca dermason Kuru Fasulye, Yaprak Döner bambaşka yapılıyor...Kete ise Şirin ERZİNCAN' ımızın milli yiyeceği...Bunların yanında Cimin Üzümü, Eğin dutu, Kemah tuzu Kemah Mermeri, Balı veeeeeeeeee Tulum Peyniri toprağımızın bereketini ortaya koyuyor...Çocukken rahmetli dedem lerin keçi derisi içinde getirdiği Tulum Peynirlerini Kete ile yemek bizim için çok özel bir sofra kokusu olurdu...ERZİNCAN' lı olup türkü sevmemezlik olur mu peki ? Aşık Daimi, Ali Ekber Çiçek, Turan Engin, Davut Sulari türküleri döner dururdu, bizim emektar pikap içinde, kilometrelerce uzak olunsa da yürekler hep Şirin ERZİNCAN' da olurdu...Şimdi de o türküleri stüdyo kayıtlarında ERZİNCAN' lı harika seslerimiz sevgili Hüseyin Turan, Sevcan Orhan' dan dinliyoruz, dinliyoruz ki yüzlerce yıl sonrasına köprü olalım, taşıyalım diye...ERZİNCAN' lı demişken Metin Akpınar, Mustafa Sandal, dayım İsmet Özhan' ın da kulakları çınlasın, yakın köylümüz genç yaşta kaybettiğimiz Kerim Tekin ise Işıklar İçinde Olsun...ERZİNCAN ilçeleri de bir başka güzel dostlar, her ilçeden şimdi uzun olmasın diye bahsetmeyeyim ama Kemaliye(Eğin) coğrafyası muhteşem bir doğa güzelliği içinde bir ilçe, Munzur dağı, Fırat ve orman bir aradadır, mani yolunda maniler okuyarak yürülür, Fıratta kano yapılır ve Eğin' nin tarihi evleri gezilir, eğer dükkanların birinde bir uzun hava duyarsanız girin içeri, hem uzun havanın mistizmini hemde yürekten çıkan o seslere şahitlik etmiş olursunuz...Benim ilçem Kemah ise kalesi, soğuk suları, saklı bahçesi, dağ köyleri ile Şirin ERZİNCAN' ımızın güzelliğine renk katıyor, eğer Soğuk Sular da dostlarınızla rakı içerken birden Davul-Zurna sesi duyarsanız, tanıyın, tanımayın oradaki canları birleştirir tutuşturur halaya...ERZİNCAN' ımızın sembollerinden biri ise Girlevik Şelalesi, kışın donarak sürekli haberlere konu olan bu doğa güzelliğini hem yazın hem de kışın görün derim dostlarım...Sevgili dostlar ERZİNCAN deyince hemşehrilerimin içi nasıl kıpır kıpır oluyorsa, Davul-Zurna çalındığında da aynı heyecan oluyor...Davul-Zurna bizim olmazsa olmazımız, her renk milletin tarihler boyunca yaşadığı Şirin ERZİNCAN' ımızda her kültürde Davul-Zurna çalınmış...Büyüklerimizden duyduklarımız ERZİNCAN' da Türk-Ermeni-Kürt ve Alevi köylerinde hep aynı Davul-Zurna ve aynı halaylar çalınır ve oynanırmış, Davul-Zurna sesiyle, bu topraklardaki renkleri, farklılıkları nasıl birleştirdiğini gösteriyor...Ağır bar, ERZİNCAN dik halayı, Hoş bilezik, Sıklama ve Ermeni canlardan kalan Tamzara halayı, birçok halaylarımız dan bir kaçı, bende hiç durur muyum yeter ki Davul-Zurna bizim yöreden çalsın, kalkar oynarız dostlarımızla, canlarımızla...Sevgili dostlar konu Şirin ERZİNCAN olunca sayfalar dolusu yazmak istiyor, yüreğimden akanları aktarmak istiyorum ama bu haftaki yazımı ilk sıraya kendi köyümün fotoğrafını ve diğer Şirin ERZİNCAN fotoğraflarını koyarak ve güzel bir ERZİNCAN türküsü ile bağlayayım AŞIK DAİMİ der ki:
Bir Seher Vaktinde İndim Bağlara, Öter Şeyda Bülbül Gül Yarelenir
Bakmaz mısın şu Sinemde Yaraya, Derdimi Söylesem Dil Yarelenir
Boş Geçirmeyelim Gel bu Çağları, Dolanalım Bahçeleri Bağları
Bir Gün Gazel Döker Ömrüm Bağları, Eser Sam Yelleri Dal Yarelenir
Daimi yem Herdem Çeşmi Çerağım, Dostun Muhabbeti Cennet Otağım
Ancak bu Dünyada Derdim Ortağım, Sazım Figan Eder Tel Yarelenir
Sevgiyle, sağlıkla, mutluluklarla kalın...TANRI SEVGİDİR...SEVELİM...Barış AKENGİN
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder