17 Aralık 2017 Pazar



43.Blog yazım Çanakkale Küçükkuyu beldesinin şirin mi şirin tarihi Rum köylerinden ADATEPE...Güzeldir Tanrıların Tanrısı Zeus'un köyü ADATEPE...İlyada destanında adı geçen bu köye 17 yıldır her sene gider mistisizmi yaşarım, köyün bulunduğu bölge Truva, Leleg, Midilli, Pers, Atina, Roma, Selçuklu ve Osmanlı hakimiyetleri arasında yüzyılların birikimini oluşturmuş ve taş işçiliğinin mükemmel işlendiği tarihi mimarisi olan evleri ile ADATEPE bir huzur yeri olmaya devam ediyor...Çevresinde özellikle de Küçükkuyu tarafında betonlaşmanın başlamasıyla birlikte, 1989 yılında köy sit alanı olarak ilan edilmiştir...Köyde başka ev yapılmamakla birlikte, eski evlerinde aslına uygun olarak restore edilmesi, köyün var olan güzelliğini ihtişamıyla korumuş oluyor...Köyün Ege denizine bakan tepesinde Zeus Altarı bulunuyor, Homeros'un İlyada'sında Zeus Altarı şöyle geçer: ''Ama o Zeus'u da görüyordu çok pınarlı İda'nın en yüksek doruğunda, görünce de korku kaplıyordu yüreğini, Hera dosdoğru yürüdü Gargoros doruğuna, İda'nın en yüksek tepesiydi bu'' Zeus Altarı'nın çevresi çam ve zeytin ağaçları ile çevrilidir, Homeros'un bahsettiği o yüksek tepenin yani Gargoros'un bir yerine kadar arabayla gidiyorsunuz, sonrasında yaklaşık 1 kilometrelik çam ve zeytin ağaçları arasında kuş sesleriyle birlikte yürüyerek o muhteşem manzaranın olduğu tepeye ulaşabiliyorsunuz...Sizleri tam karşınızda Midilli Adası, Ayvalık ve irili ufaklı küçük adaları, solunuzda ise Altınoluk ve muhteşem görüntüsüyle Edremit Körfezi karşılıyor...Manzaranın ihtişamından sonra köyün içinde yürüyerek tarihi dokuyu alabilirsiniz...Güler yüzlü köylüler ile birlikte mimarisi bozulmamış taş oteller, 1940 yılına kadar ibadete açık olan Kilisesi, Hüseyin Meral zeytinyağı ve sanat evini mutlaka ziyaret ederek zeytinyağı sabunu alın derim dostlar, eski ilkokul binası olan Taşmektep ise mutlaka görülmeli, restore edilerek 17 senedir felsefe, sosyoloji, edebiyat, sanat ve sanat tarihi alanlarında seminerlerin yapıldığı, sanatçıların serbest atölye çalışması yaptıkları Taşmektep, metropollerden uzaklaşıp, bilgi ağırlıklı tatil geçirmek isteyen insanları bir araya getiriyor, köyün taş otellerinden birinde 1 gece kalmak istiyorsanız telefonunuzu kapatın, ya muhabbetin demini yaşayın orada, ya okuduğunuz kitaba yolculuğunuzu yapın, yada udun tınısıyla gelen o Avni ANIL bestesini yüreğinize dokunarak söyleyin kırmızı şarap eşliğinde ''Mihrabım diyerek sana yüz vurdum, gönlümün dalında bir yuva kurdum, yıllardan beridir yalvarıp durdum, sevgilim demeyi öğretemedim'' yeni yerler, yeni yaşam kültürleri, yeni insanlar tanımak ne güzel, ADATEPE köyünü imkanınız varsa görün dostlar, başka yazılarımda, başka kültürlerde ve başka yerlerde buluşmak üzere dostlar...TANRI SEVGİDİR...SEVELİM...Barış AKENGİN



Hiç yorum yok: