26 Şubat 2017 Pazar



Merhaba sevgili dostlar...Haftalık yolculuğumuza EMPATİ ile devam edelim, edelim etmesine de EMPATİ yapabiliyor muyuz onu da düşünmek gerek...EMPATİ bir başka kişinin duygularını, iç dünyasını, davranışlarını, motivasyonunu anlamak ve içselleştirmektir...Bunu, kendimizi karşımızdakinin yerine koyarak, olaylara onun gibi bakarak, duygu ve düşüncelerini doğru anlayarak ve anladığımızı hissettirerek gösterebiliriz...Aslında yaşamımızın her alanında karşılaşabileceğimiz bir durum...Zaman zaman EMPATİ  yaptığım oluyor, bugünde onlardan birini yaşadım...Rahmetli Ahmet dedemin, geçen sene vefat eden kardeşi Hüseyin AKENGİN amcamızın senesi olduğu için evlerinde Kuran okutuldu ve tabi ki bizde bulunduk, gelen hocanın Musikişinas ve Davudi sesli olması dikkatimi çekti ve Kuran bittiğinde yaptığımız muhabbette 70 yaşında olduğunu, Diyanetten emekli olduğunu ve bu sene sadece 60 tl zam aldığını, çalışmak zorunda olduğunu söyledi, ayrıca iktidar partisinden olmayan, başka bir partinin kazandığı ilçede görev ve yardım yaptığı için de çevresinden tepkide aldığını bizimle paylaştı...Kendimi hocanın yerine koydum, ne yapardım diye, hafta sonu bile olsa, Kuran okumak için çağrılmayı bekler ve giderdim, çünkü bu ülkede emekli olduğunda bile çok rahat etmek, en azından bu dönemde çok zor...Hoca ile aynı inançtan olmamama rağmen, onun emeğine, mücadelesine saygı duyuyorum...Daha sonra ise başka bir EMPATİ yaptım ve kendimi güzel ülkemizi yöneten kişilerin yerine koydum...Mesela İmam-hatip okulları okuyarak, günümüzde güzel ülkemizi yöneten şanslı yöneticilerimizin yerine koydum...Belki de hoca kadar bilgileri var mı ? bilinmez ama hocadan ve bir çok emekçiden çok çok daha rahat olduklarını kesin...Bende onların yerinde olsam aynı şekilde rahat ederdim, ederdim etmesine de benden olmayana zulüm çektirmezdim, benim istediğim şekilde okumalarını değil, kendi idealleri uğruna istedikleri gibi okumanalarını sağlardım, sanatçıları hapiste değilde sahnelerde tutardım, her yere Tiyatro salonları açardım ama oynanan oyunları ben seçmezdim, sanatçılara bırakırdım, coğrafyamızda, tarihte yaşayan halklara ve sanatlarına saygı gösterir, bunu kültür mirası olarak görürdüm...Büyük sanatçı Aram TİGRAN üstadın dediği gibi ''Dünya'ya bir daha gelirsem,ne kadar tank, tüfek ve silah varsa hepsini eritip saz, cümbüş ve zurna yapacağım'' derdim...HAYIR olsun ne diyeyim...TANRI SEVGİDİR...SEVELİM...Barış AKENGİN

Hiç yorum yok: